Horlama çok yaygın görülen bir sorun olmakla birlikte toplumda olağan kabul ediliyor. Oysa ciddi sorunların işareti olabileceği gibi çevreye verdiği olumsuz etkiyle de rahatsızlık verici…
Horlama sadece bir estetik sorun olarak görülüyor. Ancak, bu sorunla ” Uyku apne sendromu” denilen, çok ciddi hastalıklar ve ölümle sonuçlanabilecek bir hastalığın belirtisi olarak da karşılaşılabiliyor. Uzmanlar, sağlık açısından önemli olan horlamayı, haftanın çoğu gecesinde ve gecenin yarıdan fazla süresinde görülen bir durum olarak tanımlasa da, birkaç saat süren horlama, hastanın eşini hatta komşusunu bile rahatsız edebiliyor.
Başkasını rahatsız edecek derecede horlamanın erkekte yüzde 20’lere, menopoz öncesi kadınlarda ise yüzde 10’lara ulaştığı belirtiliyor. Horlayanların dörtte birinde yaşamı tehdit edici uyku apne hastalığı olduğu bildiriliyor.
Horlama Nedir?
Uykuda soluk alıp verirken başta küçük dil ve yumuşak damak olmak üzere üst solunum yolundaki yumuşak dokuların kaba titreşimi ve bunun yarattığı ses, ” Horlama” olarak adlandırılıyor. Burun yapı olarak yüzün orta bölgesinde yer alan bir organ olup tampon görevi yapıyor. Bunun koku ve nefes alma organı olduğu belirtiliyor.
Nefes alıp verirken burnumuza aldığımız hava, burun içindeki yapılar tarafından akış şiddeti artırılıp boğaza iletiliyor. Burun ileri derecede tıkanık değilse, nefes alıp vermede sorun yoksa, uyku apnesi ve horlamada ana sorun yaratan organ olmuyor. Burnun horlama ve uyku apnesine olumsuz katkısının yüzde 20 – 30 oranında olduğu belirtiliyor.
Horlama ve uyku apnesi yüzde 70 – 80 oranında; geniz, boğaz, yumuşak damak, bademcik ve dil kökü bölgelerindeki gevşemelere bağlı olarak oluşuyor.
Nefes Alışveriş Bozuluyor
Horlama üst solunum yollarındaki direncin varlığına işaret ediyor. Uykuda solunum durması olarak adlandırılan uyku apnesi, kişide akciğerlerin iyi havalanmamasına neden oluyor. Uyku sırasında burnun görevinin, üst solunum yolları vasıtasıyla hava akımını nefes borusu ile akciğerlere iletmek olduğu belirtiliyor. Bu klasik döngüde boğazdaki çöküntüler, akciğerlere oksijen geçişini azaltıyor ya da engelliyor.
Oksijen azalması akciğerlerdeki en ufak birim olan alveol denilen baloncukların kanla oksijen – karbondioksit alışverişini bozuyor. Azalmış oksijen kana yükselmiş karbondioksit olarak yansıyor. Kanda oksijen azalması, kalpte koroner damarlarda gezen oksijenin azlığına da işaret ediyor. Kan içindeki oksijenin azalması hastalarda kalpte aritmi adı verilen ritm bozuklukları ve kalp krizine yol açabiliyor.
Horlama Nedenleri
- Uzun Süre Sigara Kullanımı: Sigara, burun ve boğaz yollarını tahriş ederek dokularda iltihaplanmaya ve daralmaya yol açabilir, bu da hava yolunu daraltarak horlamaya sebep olur.
- Yumuşak Dokuların Gevşemesi: Özellikle yaşlanma veya bazı sağlık sorunları nedeniyle yumuşak dokuların gevşemesi, uyku sırasında hava yolunun daralmasına neden olarak horlamaya yol açabilir.
- İlaçların Yan Etkileri: Antidepresanlar, antihistaminikler, antipsikotikler ve bazı kas gevşeticiler gibi ilaçlar, kas tonusunu azaltarak horlama riskini artırabilir.
- Anatomik Bozukluklar: Alt veya üst çenedeki ve ağızdaki doğuştan veya sonradan oluşmuş anatomik bozukluklar, hava yolunu daraltarak horlamaya yol açabilir.
- Vücut Kitle İndeksinin Yüksekliği (Obezite): Vücut kitle indeksinin yüksek olması ve boyun çevresinde yağ birikmesi, boğaz bölgesinde basınç oluşturarak hava yolunu daraltabilir.
- Septum Deviasyonu: Burnun orta bölgesinde bulunan septumun eğriliği, solunum yollarını daraltarak horlamaya neden olabilir.
- Konka Hipertrofisi: Burun etlerinin büyümesi solunum yolunu daraltır, bu da horlamaya yol açabilir.
- Geniz Eti Büyümesi: Özellikle çocukluk çağında büyüyen geniz eti, burundan hava geçişini engelleyerek horlamaya sebep olabilir.
- Yumuşak Damak ve Küçük Dil Sarkması: Yumuşak damak veya küçük dilin sarkması, uyku sırasında hava yolunu kapatarak horlama ve uyku apnesine yol açabilir.
- Büyük Bademcikler: Bademciklerin büyük olması, boğazdaki hava yolunu daraltarak solunumda güçlük ve horlamaya sebep olabilir.
- Dilin Büyüklüğü: Dilin normalden büyük olması, yatay pozisyonda hava yolunu kapatarak horlamaya yol açabilir.
- Dil Kökünde Bademcik Büyümesi veya Dil Kökü Anatomik Yakınlık: Dil kökünde bademciklerin büyümesi veya dil kökünün boğaz arka duvarına yakın olması, hava yolunu daraltarak horlama riskini artırır.
- Alerjiler ve Sinüs Problemleri: Kronik alerjiler veya sinüs enfeksiyonları burun tıkanıklığına yol açarak burundan nefes almayı zorlaştırır, bu da horlamaya sebep olabilir.
- Uyku Pozisyonu (Özellikle Sırtüstü Yatma): Sırtüstü yatma pozisyonunda dil ve yumuşak damak geriye kayarak hava yolunu daraltır, bu da horlama riskini artırır.
- Alkol Tüketimi: Alkol, boğaz kaslarının gevşemesine neden olarak hava yolunu daraltır ve horlamaya sebep olabilir.
- Sinir Sistemi Problemleri: Sinir sistemi rahatsızlıkları, uyku sırasında boğaz kaslarının normalden daha fazla gevşemesine neden olabilir ve horlamayı tetikleyebilir.
- İleri Yaş: Yaşlanma ile birlikte kas tonusu azalır, bu da horlama riskini artırır.
- Uzun Yüz Sendromu: Yüzün uzun yapısı, boğaz ve burun boşluklarını daraltarak hava yolunu etkileyebilir ve horlama riskini yükseltir.
- Hamilelik: Hamilelik sırasında özellikle kilo artışı ve hormonal değişiklikler, boğaz dokularında gevşeme ve dolayısıyla horlama riskini artırabilir.
- Tiroid Problemleri: Hipotiroidi gibi bazı tiroid rahatsızlıkları kas tonusunu azaltarak horlama riskini artırabilir.
“Horlama” gibi diğer içeriklerimiz için bilgilendirme kategorisine göz atabilirsiniz.
Nedeni Bilinmeyen Hipertansiyonun En Önemli Sebebi Uyku Apnesi
Kanda uzun süreli oksijen azalmasıyla vücutta bazı değişiklikler oluyor. Damarların içindeki az oksijenli kanı vücudun ihtiyacı olan oksijen seviyesine çıkarıp dokulara aktarmak için damarlar kendisini büzüyor ve içinden geçen kanının akışını artırıp oksijen eksikliğini gidermeye çalışıyor. Bu hipertansiyon olarak adlandırılıyor. Damar az oksijenlenme nedeniyle büzüştüğü takdirde, tansiyon yükseliyor.
Nedeni bilinmeyen yüksek tansiyonun en önemli nedeninin uyku apnesi olduğu belirtiliyor. Akciğerler üzerinde az oksijenlenmenin olumsuz etkileri özellikle sigarayla birleştirildiğinde KOAH hastalığı erken dönemde başlıyor. Aynı şekilde karbondioksit miktarı yüksek kan, beynin az oksijenlenmesine dolayısıyla da felce neden oluyor.
Kaynak: HABERTÜRK
Horlama tedavisi almak istiyorsanız hemen Uğur Harputluoğlu ile iletişime geçin ve probleminize çözüm bulun.
İlginizi çekebilir;
Alerjik Rinit
Bademcik İltihabı (Akut Tonsilit)